Su seviyesi düşen Meriç Nehri’nde oluÅŸan kum adacıkları korkuttu! Yağış olmazsa buÄŸday üretiminde sıkıntı yaÅŸanacak
|Edirne’de kış ve yazın ardından sonbaharın da kurak geçmesi nedeniyle Meriç ve Tunca nehirlerindeki su seviyesi düştü. Bulgaristan’da baÅŸlayan, Edirne’den geçen ve taÅŸkınların yaÅŸandığı Meriç Nehri’nde kuraklık nedeniyle kum adacıkları oluÅŸtu. BULGARİSTAN’DAKİ KURAKLIK ETKİLİ Adacıklar üzerinde martıların avlandığı Meriç Nehri’nin debisi DSİ verilerine göre, 2 yıl önce saniyede 222 metreküp olurken, bu yıl aynı gün 59 metreküpe düştü. Tunca’da 2 yıl önce 16 olan debi bu yıl aynı gün ise saniyede 2 metreküp ölçüldü.Meriç ve Tunca nehirlerindeki su seviyelerinin düşmesinde Bulgaristan’da yaÅŸanan kuraklığın da etkisi olduÄŸu belirtildi. Bulgaristan’ın kuraklık dolayısıyla barajlarda su tutması nedeniyle Meriç ve Tunca nehirlerinin de etkilendiÄŸi kaydedildi. SON 90 SENENİN EN KURAK YILI Edirne’de nehir debilerinde su seviyesi dip noktalarda ölçülürken, meteoroloji verilene göre, 2020, son 90 yıl en kurak yılı olarak deÄŸerlendiriyor. Edirne’nin yağış ortalaması yıllık metrekareye 587 kilo olarak deÄŸerlendirilirken, bu yıl bugüne kadar sadece 386 kilogram yağış düştüğü belirtildi. Meteoroloji verilerine göre, 1 hafta içinde kentte yağış beklenmiyor. YAÄžMUR YAÄžMAZSA BUÄžDAYDA SIKINTI OLABİLİR Edirne Ziraat Odası BaÅŸkanı Hüseyin Arabacı, beklenen yağışların düşmediÄŸini, ilerleyen günlerde de yağış düşmemesi halinde buÄŸdayda sıkıntı olacağını söyledi. Arabacı, ‘Yaz döneminde zaten nehirlerimizde debilerimiz bayağı düşmüştü. Bu sene ekimlerde sıkıntı yaÅŸamış, Bulgaristan’ın bir miktar su bırakmasıyla bu yıl sezonu atlattık. Ama hala kuraklık devam ediyor ve çok ciddi yağışlar almadık. Åžu an yaz döneminden daha düşük nehir debilerimizin suyu. Kasım ayındayız geçtiÄŸimiz yıllara baktığımızda en çok yağış aldığımız aylardan biridir Kasım ayı. Bu dönemde hava hala güneÅŸli, yağış yok. Hava tahmin raporuna baktığımızda ay sonu hafif yağış görüyoruz ama ÅŸu an yakın zamanda ciddi yağışlar görmüyoruz. Kışa girdik dediÄŸimiz bu günlerde artık yağışların iyi olmasını bekliyoruz ki, en azından toprağımız taban suyu oluÅŸsun. Nehir debilerimizde su seviyesi yükselsin, barajlarımız dolsun istiyoruz. Åžu an buÄŸdayları ektik ve bu dönemde bir yağış oldu, ilerleyen günlerde yaÄŸmur yaÄŸmazsa sıkıntı olabilir’ diye konuÅŸtu. ‘ÇÖMLEKKÖY BARAJI’NI YAPIP SUYU DEPOLAMAK GEREK’ Bu yıl yaÅŸanan kuraklıkla birlikte suyun ne kadar önemli olduÄŸunu anladıklarını söyleyen Arabacı, Çömlekköy Barajı’nın yapılması gerektiÄŸini belirterek, ÅŸunları kaydetti: ‘Nehir debileri bu yıl düşünce suyun ne kadar önemli olduÄŸunu görmüş olduk. Bu yıl Edirne olarak biz buÄŸday ve ayçiçeÄŸinde verim düşüklüğü yaÅŸadık. Her bölgede olmasa da ciddi anlamda birçok bölgemizde yaÅŸadık. Bu da suya ne kadar ihtiyaç olduÄŸu bir kez daha gözler önüne getirdi. Biz istiyoruz ki projesi bitmiÅŸ baraj projelerimizin yapımına bir an önce baÅŸlansın. Bulgaristan’dan sonra Çakmak Barajı’na kadar suyu depolayacağımız hiç bir barajımız yok. Çakmak Barajı’nda da çalışmalar devam ediyor ve tam kapasite çalışmıyor. Bulgaristan’dan sonra Tunca Nehri’nin baÅŸlangıç noktasında bulunan, Çömlekköy Barajı’nı yapıp suyu depolamamız lazım ki, hem burada çiftçiyi suyla buluÅŸturalım, hem de bu yıl yaÅŸadığımız kuraklık sıkıntısını yaÅŸamayalım. Bu barajı yaparsak Çakmak Barajı’na kadar Tunca Nehri’ni de destekleyecektir. Çiftçilerimizde kuraklık sıkıntısı yaÅŸamadan ürünlerini elde etmiÅŸ olacak. Barajın projesi hazır ihale aÅŸamasında.’ KARANLIK BİR TABLO İLE KARÅžI KARÅžIYAYIZ Tüm etkilerle birlikle barajlardaki doluluk oranları göz önüne alındığında karanlık bir tablonun olduÄŸunu söyleyen Kınay, ‘Kentlerimizde kaynaklarımızla ilgili sıkıntılar devam ediyor. YaÅŸamsal önemi olan su kaynaklarımızın miktarı, kalitesi ve su kaynaklarımıza yönelik çevresel tehditleri deÄŸerlendirdiÄŸimizde bunların üzerine iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ya da yağış rejimi gibi etkenler de eklendiÄŸinde karanlık bir tablo ile karşı karşıyayız. Kendi kentimizle ilgili de İZSU’nun resmi açıklamaları var. Barajlardaki doluluk oranlarında kentin su yönetimine iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerinde vatandaÅŸlara yönelik tasarruf çaÄŸrısı yapıldı ve su kısıtının olduÄŸu belirtildi. İzmir’de de vatandaÅŸların kullandığı suyun yüzde 60’ını yer altı kaynaklarından karşılıyoruz. Yüzde 40’lık bir oran yüzeysel sulardan karşılanıyor. Yüzeysel suların da büyük bir kısmı Tahtalı Havzası’ndan saÄŸlanıyor. Yağış rejimindeki deÄŸiÅŸiklikler, havzalardaki su kalitesine yönelik riskler miktarın yanında kalite sorununa da beraberinde getiriyor’ifadelerinde bulundu. SU TASARRUFU ÖNEMLİ VatandaÅŸlara su tasarrufu konusunda çaÄŸrıda bulunan Kınay, ‘Bizler vatandaÅŸlar olarak hayatımızın her alanında olduÄŸu gibi su kaynaklarını da kontrollü bir ÅŸekilde tüketmekle yükümlüyüz. VatandaÅŸların saÄŸlıklı suya eriÅŸme hakkı kapsamında yürütülen çalışmalarda su kaynaklarının korunması, su kaynaklarına yönelik çevresel risklerin ortadan kaldırılması ve su yönetiminden sorumlu olan merkezi ve yerel idarelerin de bu konudaki çalışmaları yaÅŸamsal öneme sahiptir. İzmir kentinde mevcut kaynaklarımızın dışında orta ve uzun vadede yeni alternatif kaynakların deÄŸerlendirilmesi gerekiyor. VatandaÅŸlar olarak bizlere düşen musluÄŸumuzdan akan suyu doÄŸru tüketmek, kontrollü kullanmak, alacağımız tedbirlerle gereksiz su kullanımının önüne geçmek. Biz bu çalışmaları yaparken ülkemizin tüm kentlerinde suyun planlanması korunması, doÄŸru yönetilmesi, su kaynaklarının ve havzalarının korunmasına yönelik çalışmaların geliÅŸtirilmesi gerekiyor’ dedi.
Bir önceki yazımız olan DHA YURT BÜLTENİ - 5 başlıklı makalemizde Edirne, Güncel ve İzmir hakkında bilgiler verilmektedir.