Adalet Bakanı Gül, canlı yayında soruları yanıtladı: (1)

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Türkiye'de her kesimin 'Bu, benim anayasam', 'Evet, benim ruhum var' diyebileceÄŸi bir anayasayı yapmanın birinci görevleri olduÄŸunu söyledi.Bakan Gül, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme iliÅŸkin soruları yanıtladı, deÄŸerlendirmelerde bulundu.Yargı reform paketinde hangi aÅŸamaya gelindiÄŸi ve ne zaman açıklanacağına iliÅŸkin soru üzerine Gül, AK Parti'nin kendi varlığının vesayete, statükoya karşı en büyük reform olduÄŸunu, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın siyaset tarzının da reformun bizatihi kendisi olduÄŸunu belirtti.Gül, Mayıs 2019'da CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın kamuoyuna Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni ilan ettiÄŸini ve bu belgenin 2023'e kadar yargı, hukuk alanında neler yapılması gerektiÄŸi, Türkiye'nin nelere ihtiyacı olduÄŸuna iliÅŸkin yapılan çalışmanın yol haritası olduÄŸunu anımsattı.Yargı Reformu Strateji Belgesi hedeflerinden birinin de Ä°nsan Hakları Eylem Planı'nın hazırlanması olduÄŸunu dile getiren Gül, 'Yaklaşık 1,5 yıldır bu eylem planı üzerine bir çalışma yaptık, yargı reformunun bir parçası. Yargı reformu ilan edildikten sonra Cumhur ittifakı ile beraber 3 yargı paketi çıktı Meclisimizde, tutuklamalara azami süre getiren, ifade, düÅŸünce özgürlüklerine karşı Yargıtay yolunu açan ve birçok yeniliÄŸi ihtiva eden düzenlemeler çıktı. Yaklaşık yüzde 50'si hayata geçti, daha hayata geçmeyenler de yargı paketi ile devam edecektir.' diye konuÅŸtu.Ä°nsan Hakları Eylem Planı'na iliÅŸkin Gül, 'Ä°nsanı yaÅŸat ki devlet yaÅŸasın' anlayışına inanan bir siyasi anlayışa sahip olduklarına iÅŸaret ederek, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: 'Sadece yargı, adalet anlamında deÄŸil, toplumun her alanında, her kesiminde insan ve haklarını nasıl geliÅŸtiririz, bunlarla ilgili ekonomi çevreleri ile, sivil toplum kuruluÅŸları ile konuÅŸtuk, siyasi partilerle Mecliste ilgili komisyonlarla bir araya geldik. Herkesi dinledik. 1,5 yıl sonrasında bunun sunumlarını da yaptık, hem MYK'de hem yetkili organlarda sunumları da yapıldı ve çok kabul gördü. Son takvim açıklama sürecindeyiz, yakında kamuoyuyla, milletimizle bunlar paylaşılacak. Daha özgürlükçü bir eylem planını ortaya çıkaracağız. Yakın zamanda CumhurbaÅŸkanı tarafından açıklanacak.'Bakan Gül, en çok ÅŸikayetin nereden geldiÄŸine iliÅŸkin soru üzerine, ÅŸu yanıtı verdi: 'Bakıldığında ekonomi ve yargı alanında bir öngörülebilirlik, bir belirlilik ve bu anlamda adil kararın makul sürede verilmesi yönünde yoÄŸun bir talebin olduÄŸu karşımızda. Yani hukuk, esas itibarıyla bir, tıkayan, engelleyen, zorlaÅŸtıran misyon olabilir. Ä°ki, kolaylaÅŸtıran, insan hayatına temas eden yönüyle bu anlamda iyileÅŸtiren yönü olabilir. Herkesin ortak talebi, bu konuda hukukun kolaylaÅŸtırıcı iÅŸlevini, misyonunu yerine getirmesi. Hem hızlı iÅŸlemesi hem de bu anlamda yargının daha da güçlü bir ÅŸekilde hakları, daha da güçlü bir ÅŸekilde hak ettiÄŸini almasına yönelik talepleri söz konusu. Bu konuda tüm taleplere bakıldığında sadece yargı anlamında deÄŸil yani bir ada parselasyonunda, imar deÄŸiÅŸikliÄŸinde 5 kat herkesin, birisi 15 katı olunca 'Bu nasıl adalet?' deniyor. Yani sadece adliyelerde dağıtılan adaletinde ötesinde, bu eylem planında tüm kurumlarla yani çevreden iklime, gençlik hakkına varıncaya kadar tüm alanlarla ilgili adaletin saÄŸlanması hususunda bir çaba ve eylem planı var.''Masumiyet karinesini daha da güçlendiren ilkeler ve uygulamalar söz konusu'Paketin içeriÄŸi ve 'ruhu' ile ilgili detayların sorulması üzerine Gül, 'Aslolan bir reformcu zihniyet ve özgürlükler alanında vatandaşın sorunlarını çözen yaklaşımla meseleye bakmak. Dolayısıyla bu konuda aynı metinden birisi farklı bir ÅŸekilde sorunu çözerken bir baÅŸkası yeni sorunlar üretebilir, o yüzden milletimiz yargıdan sorunlar çözme yönünde bir netice istiyor. Yani uyuÅŸmazlık var, o uyuÅŸmazlığı, 'yargı hakem olsun, yeni uyuÅŸmazlıklar çıkarmasın, yeni tartışmalar çıkarmasın, bilakis tartışmaları bitirsin' anlamında bir beklentisi var, bu da haklı gibi beklentidir.' diye konuÅŸtu.Bu konu ile ilgili mevzuatta engel olup olmadığına baktıklarını dile getiren Gül, mevzuattaki engellere iliÅŸkin taleplerin toplandığını ve mevzuatların uygulamasındaki sorunlara yönelik tedbirleri aldıklarını ifade etti.Bu alanda insan hakkı ile ilgili mülkiyet hakkının güçlendirilmesinden sözleÅŸme özgürlüÄŸünün teminat altına alınmasına varıncaya kadar sözleÅŸme yapıldığını belirten Gül, 'Lekelenmeme hakkını güçlendiren, yine masumiyet karinesini daha da güçlendiren, sulh cezanın ÅŸahsiliÄŸini daha da artıran ve hukukun bu anlamda sözleÅŸme özgürlüÄŸünü, teÅŸebbüs hürriyetini daha da güçlendiren ilkeler ve uygulamalar söz konusu.' ÅŸeklinde konuÅŸtu.VatandaÅŸların kendisinin doÄŸuÅŸtan getirmiÅŸ olduÄŸu haklara iliÅŸkin ne gibi aksaklıklar varsa bulacağı ilkeler ve yaklaşımların yer alması için çaba gösterdiklerini kaydeden Gül, ÅŸunları söyledi: 'Bir bakanlığın bir görüÅŸü ya da AK Parti'nin bir yaklaşımından ziyade 83 milyonun hakkı ve özgürlüÄŸü anlamında nasıl bir beklentisi var, empati yaparak bu süreç hazırlanmış oldu. Dolayısıyla Avrupa Konseyi'nden siyasi partilere varıncaya kadar her kesimin görüÅŸleri, bu konuda söz söyleyen herkesin fikirleri dinlendi. 1,5 yıla yakın, yaklaşık 2 bin kiÅŸinin, gazeteciler, kanaat önderleri, herkesin görüÅŸleri alındı. Bu anlamda, biz AK Parti olarak Türkiye'de güvenliÄŸi, Türkiye'nin toplumsal birliÄŸini korumak adına çok önemli mesafeler katettik. Milletimize beraber 15 Temmuzlara, darbelere karşı zaferle çıktık ve bundan sonrası da baÅŸta anayasa olmak üzere demokrasiyi daha da güçlendirmek.''Yeni yüzyıla girerken bu anayasa bizi taşıyamaz'Adalet Bakanı Gül, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın yeni anayasa çaÄŸrısını neden ÅŸimdi yaptığına iliÅŸkin soru üzerine AK Parti'nin yeni ve sivil anayasayı sürekli dile getirdiÄŸine iÅŸaret etti.1982 Anayasası'nın yürürlüÄŸe girdiÄŸi günden itibaren tartışılan bir metin olduÄŸunu vurgulayan Gül, bu konunun, siyasetlerinin temel hedeflerinden birisi olduÄŸunu anlattı.Demokratik, hukuki reform denilen konunun en nihai noktasının 'anayasa' olduÄŸunu dile getiren Gül, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu: 'Bu insan hakları eylem planı olsun, hukuk reformu, demokrasi reformu olsun, bunun bir anayasayla taçlanması lazım. Dolayısıyla çalışmalarımızın merkezinde bu yer aldı. Siz ne kadar deÄŸiÅŸiklik yaparsanız yapın, anayasadan kaynaklı birtakım deÄŸiÅŸiklikler olmadıkça bunlar da eksik kalacaktır. Türkiye'de her kesimin 'Bu, benim anayasam', 'Evet, benim ruhum var' diyebileceÄŸi bir anayasayı yapmak bizim birinci görevimiz. Dolayısıyla Sayın CumhurbaÅŸkanımızın çaÄŸrısı, bu konudaki anayasa ile ilgili vurgusu, siyasetin, demokrasi anlamında daha da özgürlükleri, demokrasiyi güçlendirme anlamında bir çaÄŸrısıdır. Yeni bir yüzyıla giriyoruz, yeni bir yüzyıla girerken artık bu anayasa Türkiye'nin gerisinde bir anayasadır, milletimizin gerisindedir. Milletimiz bu anayasanın ilerisindedir. Türkiye, bu anayasanın önündedir, gençlerimiz bu anayasanın önündedir, yeni yüzyıla girerken bu anayasa bizi taşıyamaz. Yeni yüzyıla daha çoÄŸulcu, daha herkesin 'Benim de ruhum var, benim de orada beklentilerim yansımış' diyeceÄŸi bir anayasa, siyasetin çözmesi gereken ve baÅŸarması gereken bir konudur. Dolayısıyla bu konunun, sivil anayasanın yapılacağına iliÅŸkin inancımız da tamdır. Bu, bir siyasetin en önemli ödevlerinden biridir.''Bu anayasa deÄŸil 'amayasa' olmuÅŸ'Bakan Gül, yeni anayasa çalışmalarının Cumhur Ä°ttifakı öncülüÄŸünde nasıl yapılacağına iliÅŸkin soru üzerine, 'Anayasa, hakları veriyor, sayıyor, sayıyor, 'Ey amca, teyze, esnaf, öÄŸrenci kardeÅŸim, sana ÅŸu hakları veriyorum ama…' diyor. Bu anayasa deÄŸil, 'amayasa' olmuÅŸ, amalarla sınırlandırılan. Oysa anayasalar, insanı ve haklarını geniÅŸletir, devlete der ki: 'Ey yöneticiler, sizin sınırınız budur, vatandaşın bu haklarını koruyacaksınız.' Elbette bu, sınırsız bir hak, özgürlük deÄŸil, bunun çerçevesi de belli olacak ama bu hususta genel bir çalışmayı anayasalar ortaya koyar ve demokratik, hukuk gibi reformdan bahsediyorsak da anayasa olmadan bu hayatta geçmez.' deÄŸerlendirmesinde bulundu.'Toplumsal sözleÅŸme ise toplumun her kesiminin orada yansıması lazım'Anayasanın içeriÄŸi ile yapım sürecinin de bir anayasa kadar sivil ve demokratik olmak zorunda bulunduÄŸuna dikkati çeken Gül, ÅŸunları dile getirdi: 'Bu süreçte CumhurbaÅŸkanımızın da çaÄŸrısı, 'Gelin, hep beraber yeni bir anayasa yapalım, sivil bir anayasa olsun.' Peki nasıl? Tüm siyasi partiler çünkü siyasi partiler demokrasinin temel unsurları. Herkes görüÅŸünü sunsun ve bu görüÅŸünü tartışmaya açsın, milletin hakemliÄŸi önünde, öyle merdiven altı, gizli kapaklı deÄŸil çünkü anayasa toplumsal sözleÅŸmedir. Biz istiyoruz ki toplumun 2023 sonrasında yeni yüzyılda bir ortak kaderini, ortak geleceÄŸini, gençler nasıl bir gelecek istiyor, yüz yıl, iki yüz yıl sonra da bu ana felsefe ile bu süreç tamamlansın. Toplumsal sözleÅŸme ise toplumun her kesiminin orada yansıması lazım, dolayısıyla bir sınırlama yapmadan bu çaÄŸrı çok önemli ve deÄŸerli. Ben tüm siyasi partilerin de bu süreçte katkısını, görüÅŸlerini sunacağına inanıyorum. Nasıl olacak, komisyon mu kurulur, nasıl yapılır, bunlar önümüzdeki süreçte belirlenecek.'Gül, CHP ile Ä°YÄ° Parti'nin masaya oturmadığı takdirde anayasayı, AK Parti ve MHP'nin, toplumun bütün kesimleri ile konuÅŸup Meclis'e taşıma ihtimali olup olmayacağına iliÅŸkin soruya da 'Bir defa bu anayasayı biz milletimize beraber yapacağız. Yani Meclis'ten ne çıkarsa çıksın, milletimizin onayına sunacağız.' yanıtını verdi.Ne olursa olsun bu konuda asla geri adım atmadan, milletin önüne tekliflerini götüreceklerini vurgulayan Gül, 'Biz Türkiye'nin 2023 sonrasında ilerici bir anayasaya, daha ileri bir demokrasi anlayışına milletimizin layık olduÄŸu bu anayasayı, milletimizle beraber yapma irademizi paylaÅŸacağız, deÄŸerlendireceÄŸiz. 360 referandum için, 400 anayasa için gerekli bir çoÄŸunluk ama ne olursa olsun yine milletimizin onayına sunulacak. Biz Türkiye'nin gelecek tasavvuru anlamında da toplumsal sözleÅŸme önerimizi milletimizle paylaÅŸacağız ve milletimizin çizdiÄŸi bu siyaset belgesini, toplumsal sözleÅŸmeyi milletimizin hakemliÄŸine sunacağız.' ifadelerini kullandı.DiÄŸer partilerle uzlaşı saÄŸlanamazsa millete birden fazla teklif sunulmasının söz konusu olup olmayacağına iliÅŸkin soru üzerine Gül, bunu mümkün mertebe uzlaşı ve müÅŸterek zemini çoÄŸaltarak, güçlendirerek yapmak istediklerini dile getirdi.Milletin önünde tartışılıp son tahlilde milletin karar vereceÄŸini ifade eden Gül, bu sürecin olabildiÄŸince katılımcı, çoÄŸulcu bir yaklaşımda olmasının önemine dikkati çekti.Bunun siyasi partiler üstü, ülkenin ortak paydası anlamında bir metin olduÄŸunu vurgulayan Gül, 'Ümit ederim ki bu konuya destek verilecek.' dedi.'2023 ve sonrası anayasasını hedefliyoruz ama ruhumuz bu Anadolu'dur'Bakan Gül, 1921 Anayasası'na iliÅŸkin tartışmalar ve '21 Anayasası ruhu' söylemlerine iliÅŸkin soru üzerine de 1921 ruhunun Milli Mücadele'yi ve KurtuluÅŸ Savaşı'nı kazanan 'kutsal bir ruh' olduÄŸunu söyledi.1921 Anayasası'nın kabulünde Meclis'in KurtuluÅŸ Savaşı'nı yönetirken aynı zamanda da ülkenin kuruluÅŸ manifestosunu ortaya koyduÄŸunu anlatan Gül, ÅŸunları kaydetti: 'Egemenlik, kayıtsız ÅŸartsız millete aittir ve toplumun tüm kesimleri ile beraber toplumsal sözleÅŸme yapma anlamında yoksa anayasa tekniÄŸi anlamında üniter yapımızı güçlendiren, koruyan ve temel niteliklerimizi, devletin ve Cumhuriyet'in temel niteliklerini bu anlamda daha da koruyan hususlarla ilgili, devletin varlığı, milletiyle bölünmezliÄŸi, bütünlüÄŸü konularında elbette ki hiçbir tartışma yok. Bunları, üniter yapıyı, temel nitelikleri koruyacak. Kuvvetler ayrılığını yine koruyan ama orada bir ruh çok deÄŸerli, çok anlamlı anayasa tekniÄŸi anlamında. Biz, 2023 ve sonrası anayasasını hedefliyoruz ama ruhumuz merkezimiz, bu Anadolu'dur, bu coÄŸrafyadır, vatanın bağımsızlığıdır ve milletin egemenliÄŸidir. Ana çatımız bu, buna yönelik bir ÅŸey ortaya çıkacaktır.'(Sürecek)

Bir önceki yazımız olan Dışişlerinden Gine Körfezi'nde kaçırılan gemideki Türk vatandaşlarının kurtarılmasına ilişkin açıklama Açıklaması başlıklı makalemizde Gine, Mozart ve Politika hakkında bilgiler verilmektedir.